Merhaba, tarih kokulu Şeytan'in Kahvesini anlatacağım bu yazımda. Ayvalik'ta eskiden işlek bir caddede iken şimdi yapılan yeni yollar dolayısıyla daha kenarda kalmış ama herkesin bildiği ve Ayvalık'a gelince mutlaka herkesin uğrayacağı bir mekan burası.
Burada yaşam başka, yetişememiş Millenium'un hızlı, karmaşık, acımasız çalkantısına, iyi de etmiş. Herkes birbirini selamlıyor, kimi gelip sadece selam verip hatır sorup çıkıyor kimisi gelip sobanın yanında ısınıp bir çay içip iki çift laf ediyor. İçeri girdim hemen herkes kafasını çevirdi tanıdık mı hatırını soralım diye baktılar ki tanımıyorlar herkes geri çevirdi kafasını sohbetlerine devam ettiler. İçeri girer girmez burnuma ilk ada çayı kokusu çarptı ve bir bardak ada çayını yanındaki küçük limonu da içine sıkarak bir güzel içtim ve burada olmanın keyfiyle yazmaya başladım. Aslında Şeytan'ın Kahvesi Koruk Suyu ile meşhur, henüz olgunlaşmamış üzümün sıkılmasıyla ekşimsi bir tad alan Koruk Suyu aynı zamanda şifalı olmasıyla da biliniyor. Koruk Suyu, hazmı kolaylaştırıyor, mideyi rahatlatıyor, vücuttaki toksinlerin atılmasını sağlıyor ve de doğal bir içecek olmasıyla çokça tercih ediliyor ama bugün benim içeceğim değil :)
.
Kahvehanede şu an; tam ortada herkesin görebileceği bir yerde televizyon var ve bir belgesel kanalı açık, programda başka bir konu anlatılıyor ama orta yaslarda bir adam daha yaşlıca 3 tane amcayı etrafına toplamış aslanların nasıl avlandığını anlatıyor böbürlene böbürlene. Diğerleri dinlerken arada sırada "öyle miiii" dedikçe adam daha çok coşuyor. Bir diğer masada bir dede uyuyor, sandalyede oturuyor başı aşağı düşmüş mırıl mırıl horluyor. Simdi bir kadın girdi içeri o da oturdu gazete okuyor. Yaz olsa kıyamet kopardı burada ama şu an sakin dingin...
Kahveyi dökme bir soba ısıtıyor, içeri ilk gelenler önce biraz başına geçerek ısınıyorlar sonra boş olan başka bir masaya geçiyorlar. Duvarlarda resimler, fotoğraflar, kitaplıklar ve çeşitli aksesuarlar var her yanı kültür dolu, hatıra dolu, tarih dolu... Her şey iç içe Rum'ca Türkçe birlikte Atatürk'ün portresi var yanında Mekke fotoğrafları, özel aile fotoğrafları, arkadaşlar, komşular, ünlüler. Bir Yeşilçam hatırası tablosu var, içinde de tüm sevdiklerimiz. Şeytan'ın Kahvesi meydan okumuş zamana, sen akıp geç hızlı hızlı bizim acelemiz yok biz ayak uydurmayacağız bu kavgaya bildiğimiz gibi yaşayacağız demişler dedelerinden kalan işlerini sürdürmüşler değişime direnmişler.Tavandan sarkan bir avize bildiğimiz eski büyük taşlı güzel bir avize üstü tozlu mu tozlu yaşanmışlığını biriktirmiş taşlar üstünde kimse de ellememiş duruyor tüm zerafetiyle...
Kahvenin önünde kocaman asırlık çınar ağacına benzeyen ama Telli Kavak denilen bir ağaç var, şu anda dalları çıplak ama yaz geldiğinde gölgesinde oturup dallarındaki kuşları dinleyerek buz gibi Koruk Suyu'ndan içmek istiyorum. Kim bilir belki de bu keyfi birlikte gerçekleştiririz yan yana masalarda hayatımızın güzel bir anında...
Şimdilik hoşça kalın, sevgiyle kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder