25 Ocak 2016 Pazartesi

Herkesin İstediği Gibi Yaşarsak Sorun Yok


Ben normal değilim. 

"Normal" göreceli bir kavram herkes istediği yerinden çekiştirip normali değerlendirebilir, işimiz çok zor. Kimin ya da kimlerin normalliğine ayak uyduracağız bilinmez bu yüzden daha çok kendimiz gibi insanlarla arkadaşlık ederiz ama bu noktada da işler biraz karışıyor bu durumda artık normal mi oluyoruz? Bence bu da pek mantıklı olmadı çünkü muhtemelen çoğunluğun içindeki normallik azınlığın içindeki normallikten üstün gelecektir. 

Normal olmak içinde yaşadığımız toplum bireylerinin çoğunun benimsedikleridir bu yüzden çoğunluğa uyan normal uymayansa anormal, tabi bu en kibarcası çünkü normal olmayan insanlara yapıştırılan ve genellikle aşağılayıcı olan pek çok kelime var. Peki toplum uyması gerekli olan bu davranışları nasıl şekillendiriyor? Aileden mi öyle görüyor, komşudan mı, arkadaşlarından mı yine çoğunluğun koyduğu ahlak kurallarından mı, korkularından mı, çaresizlikten mi? Bunlar gibi pek çok şeyden çünkü herkesin istediği gibi yaşarsan sorun yok. Doğ, büyü, okula git, işe gir, evlen, çocuk yap, ailenle ol, çocuğunu büyüt, evlendir, torun sahibi ol, emekli ol sonrasında da vaktin kaldıysa huzuru ara. Bunların hepsi tam olmalı bir tanesi eksik ise ya da maddelerin birinde sorun yaşıyorsan normalliğin sallantıda demektir yani bu normal yaftasını taşımak da zor zanaat. 

Mesela ben normal değilim çünkü hiç evlenmedim dolayısıyla çocuğum da yok ups 2 madde eksik hatta torun sahibi de olamayacağım vay benim halime. Tek başına yaşayan bir kadın, ayaklarının üstünde durabiliyor işinde gücünde ama bekarım üstelik yaşım da geçmiş! Normal olanlar çok haklı olarak(!) başlıyor hemen sorgulamaya, neden evlenemedi ki kimse istemedi mi bu kadını? Demek ki var bir sorunu, belki huysuz belki de ahlaksız eğer normal olsaydı şimdiye kadar çoktan evlenmişti irdeler de irdelerler. Bırakın hayatımı bildiğim gibi yaşayayım dersiniz olmaz ama herkesin istediği gibi yaşarsak sorun yok.

Yeni Türkü şarkısında "biz büyüdük ve kirlendi dünya" diyor ya yoksa o dünya kirliydi de biz mi büyüyünce fark ediyoruz diye sormadan edemiyorum kendime. Küçük yaşlarda çevremizin bizi yönlendirmelerine karşı koyabilir durumda olamıyoruz ama büyüyünce kendi kararlarımızı alabiliyoruz eğer bu kararlar bize daha önce öğretilenlerden farklıysa yine normallik tehlikeye giriyor. Dikkat ettiniz mi, mutsuzluk o kadar her yanımızı sarmış ki mutlu olmak bile normallik sınırlarından çıkmak üzere hatta gülmek, hatta sevmek... Mesela bir şey aniden çok komik gelir ve yüksek sesle bir kahkaha atarsın "yavaş gül insanlar bakıyor" derler, sadece gülüyorsundur. Ama bize öğretilmeye çalışılan o normalliğin içinde dedektörler var ve her an normalliğinin derecesi ölçülüyor dikkat etmek lazım. 

Aslında kabul edilen normallik zinciri insanların kendi ayaklarına dolaşmış durumda, daha önce ayıpladıkları bir olay kendi başına geldiğinde ne yapacağını bilemiyorlar çünkü kendileriyle çelişiyorlar. Kendi başına gelince hafifletici bahaneler hemen üretiliyor tabi ama daha önce çok ayıplayarak çok kirletmişti yüreğini şimdi nasıl kolay kolay kabullensin? Ne kendilerini rahat bırakıyorlar ne etraflarındakileri...

İçinden geldiği gibi yaşamanın nesi kötü anlayamıyorum eğlenmek, gezmek, yeni şeyler keşfetmek, gülmek, yemek, içmek, ağlamak, sevmek, okumak, bağıra bağıra şarkı söylemek ne bileyim coşmak geliyor içimden çünkü mutluyum. Bu kriterleri de bildiği gibi yaşatmak istiyor ya insanlar işte bu benim kolumu kanadımı kırıyor, düşünsenize çevremdeki kişilerin uygun (normal) göreceği kadar gülmeliyim, sevmeliyim ya da her neyse ama kendi içimden geldiği gibi değil. Normal olacaksam eğer çevremdeki insanların korkuları, endişeleri, düşünceleri ya da hissettikleri kadar yaşamalıyım duygularımı, bu bana göre değil çünkü kusura bakmayın ama ben normal değilim.


Normal olmak zor zanaat,..






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder