9 Ekim 2018 Salı



   NERİMAN KÖKSAL


17 Mart 1928' de İstanbul'da doğdu, gerçek adı Hatice Kökçü'dür. Anne ve babasının kendisi daha  çok küçük yaşta ayrılmasından dolayı babasını pek hatırlamıyor. İlkokulu bitirdikten sonra bir fabrikada işçi olarak çalışmaya başlıyor ve 20'li yaşlarda bir gün İstiklal Caddesi'nde yürürken hayatı değişiveriyor. Boylu poslu alımlı bu genç kızı gören Metin Erksan o sıralarda Çetin Karamanbey'in yönettiği "ÇETE" filmi için kendisine Rus Prensesi Nina rolünü teklif etmiştir. İlk başta "ben artistlik yapamam" diyerek teklifi kabul etmese de Çetin Karamanbey'in ısrarlarıyla çekilen deneme filminden sonra rolü kabul edip 1950 yılında Neriman Köksal olarak Yeşilçam'a ilk adımını atmıştır.



Bu filmden sonra 1950 ile 1959 yılları arasında çeşitli rollerde 36 filmde oynuyor ve en önemli çıkışını 1959 yılında çekilen başrolünü Orhan Günşiray ile paylaştığı "Fosforlu Cevriye" filmiyle yakalıyor. Erkeklere kafa tutan dominant kadın rolünü Yeşilçam'a ilk Neriman Köksal yerleştirmiştir. 


(Sahne adı için kendisine seçilen Neriman isminin Farsça'da "yiğit, cesur" anlamında olmasıyla asıl ününü yine yiğit, cesur kadın tiplemesiyle kazanması arasındaki tesadüf çok ilgimi çekti doğrusu...)

Ve artık o "Fosforlu" olarak anılıyordu bir diğer lakabı ise devrinin en güzel kadını anlamındaki "Afet-i devran" idi.

Yeşilçam'da kariyeri, kendi disiplini ve kabiliyeti sayesinde çeşitli rollerde 200'e yakın filmde rol alarak devam etti. Neriman Köksal, vamp kadın, erkeksi kadın, dominant kadın, anaç kadın,...

Ayrıca, Halid Ziya Uşaklıgil'in ilk büyük Türk romanı olarak kabul görmüş eseri Aşk-ı Memnu'nun Halit Refiğ tarafından 1975'te televizyon dizisi olarak uyarlamasında "Firdevs Hanım" rolü ile hafızalarımıza kazınmıştır.



Bu arada  60'lı 70'li yıllarda moda olan sahneye çıkma furyasına o da katıldı. Zeki Müren'in de desteği ile sesi çok güçlü olmamasına rağmen (hatta şarkı sözlerini unuttuğu da söylenir) o zamanın ünlü "Afet-i devran" ını görmek ve dinlemek için insanlar gazinoyu dolduruyorlardı. 1965 yılında Şeker Alalım & Ali Baba isminde bir plak doldurdu.

https://www.youtube.com/ Şeker Alalım




Özel yaşamında dobra, eğlenceli, giyinmeyi ve gezmeyi seven mütevazi bir kadındı. Camiadaki en yakın dostları Sadri Alışık, Çolpan İlhan çiftidir. 1965- 1966 yıllarında Sadri Alışık ile beraber tiyatro deneyimi de olmuştur. Alışık, tanıdığı Neriman Köksal’ı şu cümlelerle anlatıyor bir ropörtajında “Hani bilhassa erkekler arasında ‘Erkek gibi kadın, erkek arkadaş’ tabirleri vardır ya, işte Neriman’ı en iyi bunlar anlatır. Çünkü Neriman çok temiz kalpli, tok gözlü, açık yürekli mert bir insandır. Kendisine her hususta güvenilebilir. Söz verirse yapar. Onu tanıyanlar ne zaman başları sıkılmışsa hep onun uzanan elini hissetmişlerdir. O, arkadaş bellediği herkese böyle davranır… Neşe kelimesinin manasını şahsında toplamış nadir insanlardan bir tanesidir. Neriman her şeyden evvel yaşar. Hayatı en ufak noktasına kadar yaşar. Onun kahkahası kadar pırıl pırıl, şeffaf, candan kahkaha ömrümce duymadım.”

1957 yılında bir film galasında Nevzat Pesen ile tanıştı ve 7 yıl süren fırtınalı bir aşk yaşadılar. O günleri kendisi şöyle anlatmıştır; “O geceden sonra ben Nevzat’la ahbaplık kurdum. İstanbul’a dönünce Hikmet’e telefonda ‘Bu iş bitti’ dedim. Bir şeye karar verince onun bitiririm. Sonra Nevzat bana evli olduğunu, ama soğukluk olduğunu anlattı. İstanbul’a gelip ilk filmi ‘Kızımın Başına Gelenler’i benimle yaptı. Beraberiz ama Nevzat on gün burada, bir ay İzmir’de. İzmir’de eşi var, sineması var. Baktım olacak gibi değil, ailesiyle birlikte İstanbul'a gelmesini söyledim. Yıldız’da çoluk çocuğu için bir ev tuttuk. O sırada hamile olan karısına, çocuğu erkek olsun diye erkek resimli bir kart yolladım. Nevzat haftada iki gün eşine gidiyor, dört gün benimle kalıyordu. Daha sonra karısıyla da konuşmaya başladık. Orada bulamadığı pantolonunu burada buluyordu. Böylece bir evcilik oyunudur geçti. Zamanla tedirgin olmaya başladım, bu iş böyle nereye kadar gidecekti? Aslında çocuk sahibi olmak istiyordum. Nevzat’tan birkaç defa hamile kaldım, ama aldırdım. Bir günde üç filme gidiyorum, çocuğa zaman yoktu. Sonunda bir gün Nevzat’a ‘Senden ayrılacağım, vereceğim nüfus kağıdımı birine, onunla evleneceğim’ dedim. Yaptım da...”  (Nevzat Pesen, bu ayrılığı unutamaması ve daha sonra şirketinin iflasından kaynaklı girdiği bunalım yüzünden intihar ederek hayatına son verdi.)
Neriman Köksal 1965'de görüntü yönetmeni Feridun Kete ile yıldırım nikahı kıyarak evlendi ama bu evlilik çok uzun soluklu olmadı. Daha sonra kuaförünün yardımcısı Kemal Küpçü ile evlilik yaptı ama asıl unutamadığı aşkı İzzet Günay'dı... Hastane yatağında İzzet Günay'ı görmek istemiş ve bu son isteği gerçekleşerek onunla yalnız görüşebilmişti.


Beyazperdedeki 50.yılı ve hayatının son yılında, 1999 senesinde 18. İstanbul Film Festivali’nde kendisine “Sinema Onur Ödülü” verildi.

Neriman Köksal 23 Ekim 1999 tarihinde yakalandığı meme kanserine yenik düşerek hayata gözlerini yumdu.

Neriman Köksal'ın renkli yaşantısından geriye kalan birkaç fotoğrafı da sizlerle paylaşmak istedim. İşte fotoğraflarla Afet-i devran...




4 Ekim 2018 Perşembe



ŞAKA İLE KARIŞIK SADRİ ALIŞIK


Yeşilçam’ın en sevilen, en saygın karakter oyuncularından biridir... 200' den fazla filmde rol almış oyunculuğunu ve kişiliğini herkese kabul ettirmiş unutulmazlar arasında yerini almıştır. Oynadığı çoğu karakter içimizi cız ettirdi ama komedide de oldukça başarılı olduğunu biliyoruz. Şimdi sizlere bildiğimiz ve bilmediğimiz yönleriyle kısaca Sadri Alışık'ı anlatmaya çalışacağım...

Sadri Alışık 5 Mart 1925 yılında İstanbul’da doğdu. Asıl adı Mehmet Sadrettin Alışık olmasına rağmen annesi Saffet Hanım ve babası Rafet Kaptan onu hep Sadri diye çağırırlardı ve böylece Sadri Alışık olarak anılmaya başladı. Sadri Alışık’ın içindeki oyunculuk aşkı küçük yaşlarda  başladı, arkadaşları uçurtma uçururken o piyesler hazırlayıp mahalle arkadaşlarına oyunlarını sunarmış. Beykoz/Paşabahçe 39. İlkokulunda üçüncü sınıftayken “İSTİKAL PİYESİ” adlı oyunda başrol olan “Adalı Halil” rolünü aldı. Anne ve babasının oyuncu olmasına kaşı olmasına rağmen Orta okul ikinci sınıfta tiyatro aşkı tekrar başladı, liseyi İstanbul Erkek Lisesi’nde okudu ve Cağaloğlu Halk Evi’nde tiyatroya devam etti. Sonrasında liseyi bırakıp devam mecburiyeti olmadığından Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne kayıt oldu... 
Adım adım sahne, resim, tiyatro gibi sanat dallarında boy gösteriyordu ve artık ailesinin desteğini de alıyordu sonrasında sinemaya adım attı ve ilk filmi Günahsızlar'ı 1945 yılında çekti. Şöhret basamaklarını hızla ilerleyen Sadri Alışık 1959 yılında çevirdiği “Yalnızlar Rıhtımı“ adlı filmde hayat arkadaşı Çolpan İlhan ile tanıştı ve hemen evlendiler.

Evlendikten bir sene sonra oğulları Kerem dünyaya geldi ve yaşamları boyunca birbirlerini çok severek örnek çift oldular…

Sadri Alışık sinemada, 1961-62’deki, Nejat Saydam’in yönettiği başrollerinde Ayhan Işık ve Belgin Doruk ile birlikte yer aldığı Küçük Hanımefendi serisi, 1964’ten başlayarak canlandırdığı Turist Ömer ve Ofsayt Osman tipleriyle ile dikkat çekti ve seyircinin beğenisini topladı.1966 yılında çevrilen ve Atıf Yılmaz’ın yönettiği “Ah Güzel İstanbul” filmi ile SANREMO “Bodrig Hera” Güldürü Filmleri Şenliğinde Gümüş Ağaç Plakası özel ödülünü aldı. Ayrıca 1971 Antalya Altın Portakal Film Festivali En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü "Afacan Küçük Serseri" ve 1994 tarihli, Yavuz Özkan’ın yönettiği Yengeç Sepeti adlı son filmi ile 1994 Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini almıştır.


Tabi filmler ve karakterlerden tek tek bahsetmeye kalksam kitaplara falan anca sığar herhalde... Oynadığı çeşitli karakterler hepimizin aklında ayrı bir Sadri Alışık'ı barındırır. Mesela benim aklıma 1972 yapımı "Gelinlik Kızlar" filmindeki Sadi karakteri gelir hep. Hem güldürür hem ağlatır bu filmde hele bir de o güzel sesiyle "Ben seni unutmak için sevmedim, gülmen ayrılık demekmiş bilmedim, ...." diyerek içlendiği bir sahne var beni benden alır.
Güzel sesiyle demişken Yeşilçam’ın en üretken olduğu dönemler olan 1960’lı ve 1970’li yıllarda birçok sinema oyuncusu müzik plakları doldurmuşlardı. Bu plak yapma furyasına Sadri Alışık da katıldı ve birkaç 45’lik plak da o doldurdu. 

             1964 – Avare / Dalgamıza Bakalım

             1964 – Tophane Rıhtımında / Turist Ömer
             1970 – Turist Ömer Arabistan’da / Turist Ömer 

Rol aldığı filmlerdeki replikleri de hiç unutulmadı, o kadar üstün oyunculuk sergiledi ki sadece kendi değil biz de televizyon başında hissettik o duyguları… İşte o repliklerden birkaçı;
“Öyle bir sevdim ki Müjgan’ı dünyamı şaşırdım. Haddimi bilemedim. Evleniriz gibi geldi bana. Evimiz yuvamız olur, ışığımız yanar, fakir soframız kurulur gibi geldi.”  – Ah Müjgan Ah 1970
“Sokak köpeklerine selam vermek, adam olmaya çeyrek var demektir.”   – Avare 1964

"Bu da mı gol değil Hakim Bey?" - Ofsayt Osman 1965

“Ne zaman gol diye sevinsek arkamızı dönüp baktığımızda ofsayt bayrağını kaldırmış bir hayat görüyoruz.” – Ofsayt Osman, Şaka İle Karışık 1965


1979...

Ayhan Işık’la olan yakın dostluklarını herkes bilir, eşleriyle ve çocuklarıyla her zaman beraberdiler. Fotoğraflarda da görüldüğü gibi gerçek bir dostluk hikayesiydi onlarınki ta ki Ayhan Işık'ın ölümüne kadar...





Ayhan Işık'ın ölümü Sadri Alışık'ı çok sarstı, mezarı başında yazdığı aşağıdaki satırlar yaşadığı acıyı tüm açıklığıyla anlatır.






Ayhan Işık'ın arkasından uzunca süre yas tutan Sadri Alışık son dönemlerde şiir ve resime daha çok önem vermeye başladı. İşte size şiirlerinden birkaçı ve resim yaparken birkaç kare.

İSTANBUL HASTASI
Ben mi
İstanbul romansa eğer
Bir sayfasıyım
Gemi ise tek tayfasıyım
Şiir gece
Deniz martı
Şarkı, ışık, mevsim, mehtap
İstanbul hastasıyım
Ben onun
Son sayfasıyım

IŞIKLAR SÖNMESİN

Bir vapur geçsin isterim önümden
İlle de boğazdan
Yırtılmış denizlerden
Yorganlar gelir aklıma
Sanki hiç ıslanmadan

Bir sabahçı kahvesinden
Kavaklar derim Kızkulesi derim
Hisarlardan birine takılır gözlerim
Doymaz martılar gibi
Işıklar hiç sönmesin isterim

Bir demli çay
Bir demli çay daha
Sonra hep
İstanbul şarkıları söylerim...



Sadri Alışık, karaciğer, böbrek ve solunum yetmezliği ile kemik iliği hastalığı nedeniyle tedavi görürken 18 Mart 1995 tarihinde İstanbul'da yaşamını yitirdi. Cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi...



Sadri Alışık anısına...


instagram/@allclassicss